İSLAM TARİHİ-7.Hz. Muhammed’in(s.a.v.) Vefatı

Hz. Peygamber Veda Hutbesi’ni irat ettiği gün peygamberlik görevinin tamamladığına işaret eden “…Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim…”26 ayetleri nazil olmuştu. Konuşmasında “Ey insanlar! Sözlerimi dikkatle dinleyiniz. Çünkü bu seneden sonra bir daha sizinle tekrar burada buluşup buluşamayacağımı bilmiyorum.”27 buyurması ise ashab-ı kiram arasında vefatının yakın olduğunun bir işareti olarak kabul edilmişti.28 Veda Haccı dönüşü Uhud Şehitliği ve Baki Kabristanı’na ziyaretlerini sıklaştıran Allah Resulü’nün(s.a.v.) sağlığı bir süre sonra bozulmaya başladı. Rahatsızlığı daha da artan ve Mescid’e çıkmakta zorlanan Hz. Peygamber, namazları Hz. Ebu Bekir’in kıldırmasını emretti. Kendisini iyi hissettiği bir gün mescide çıkarak namaz kıldırmakta olan Ebu Bekir’in(r.a.) yanında namazını eda etti. Namazın ardından ashabına dönerek yüksek sesle Kur’an’ın
helal kıldığından başka bir şeyi helal, haram kıldığından başka bir şeyi de haram kılmadığını ifade buyurarak insanları fitnelere karşı uyardı. Bu, vefatından önce ashabıyla son görüşmesiydi. Daha sonra durumu ağırlaşan Hz. Peygamber, hastalığının on üçüncü gününde hicri 10, miladi 632 yılında 63 yaşında
“En yüce dosta!” sözleriyle Rabbine kavuştu. Allah Resulü’ne(s.a.v.) karşı son vazifelerin yerine getirilmesi ve sahabenin ferdî olarak kıldığı cenaze namazının ardından Hz. Peygamber’in vefat ettiği yer olan Hz. Âişe’nin odasına defnedildi.29 Kabri ile minberi arası daha sonra Ravza-i Mutahhara olarak isimlendirilmiştir. Sade bir hayat yaşayan ve elde ettiği maddi imkânları Allah yolunda harcayan Allah Resulü(s.a.v.) “Biz peygamberler miras bırakmayız, bizim geride bıraktığımız her türlü servet sadakadır.”30 buyurarak geride dünyalık mal bırakmadığını belirtmiştir.

Kaynak