İSLAM TARİHİ- 4 HALİFE DÖNEMİ – 2.Hz. Ebu Bekir Dönemi

İSLAM TARİHİ- 4 HALİFE DÖNEMİ – 2.Hz. Ebu Bekir Dönemi

Halife seçilmesinin ardından Hz. Ebu Bekir’in ilk icraatı, Üsâme b. Zeyd’in komutasında sefere hazırlanan orduyu Şam’a göndermek olmuştur. Hz. Peygamber’in vefat etmeden önce hazırladığı bu ordu, onun rahatsızlığı ve ardından vefatı dolayısıyla yola çıkamamıştı. Sahabilerden bazıları irtidat eden kabilelerin Medine’ye saldırabileceğini düşünerek ordunun Şam’a gönderilmesine taraftar olmamıştı. Ayrıca Üsâme’nin(r.a.) genç ve tecrübesiz oluşu ordu komutanı olması yönünde sahabileri şüpheye düşürmüştü. Bütün itirazlara rağmen Hz. Ebu Bekir askere hareket emri verdi. Şam tarafına yönelen ordu, isyan eden bazı kabileleri hâkimiyeti altına alıp önemli miktarda ganimetle iki ay sonra Medine’ye geri döndü. Hz. Ebu Bekir’in halife olmasıyla Arap Yarımadası’nın neredeyse tamamında Medine’deki siyasi otoriteye karşı isyanlar başlamıştır. İsyan edenlerin bir kısmı peygamberlik iddia edenlerin etrafında toplanarak irtidat etmiş, bazı kabileler siyasi anlamda Medine yönetimini tanımadıklarını bildirmiş, bazıları ise İslam dairesi içerisinde kalmakla beraber zekât vermeyi reddetmişlerdir. Hz. Ebu Bekir isyan ve irtidat eden kabilelerin
yanında zekât vermeyi reddedenlere de savaş açma gereği duymuştur. Hz. Ömer ve sahabenin ileri
gelenlerinden bazıları bu aşamada zekât vermekten kaçınanlarla savaşılmasının doğru olmayacağını
söylemelerine rağmen Hz. Ebu Bekir bu konuda taviz vermemiştir. Namazla zekâtın arasını açanlarla
sonuna kadar savaşılacağını ilân eden Halife, irtidat eden ve zekâta karşı çıkan bütün kabilelere karşı
geniş çaplı bir askerî harekât başlatmıştır. Hz. Ebu Bekir peygamberlik iddiasında bulunanlar üzerine yürümeyi kararlaştırınca Halid b. Velid kumandasında dört bin kişilik bir orduyu irtidat hareketlerinin bastırılmasında görevlendirdi. Halid b. Velid’e Tuleyha’yı ve Irak bölgesinde peygamberlik iddiasında bulunan Secah’ı bertaraf etmesini, ardından da Yemâme’ye Müseylimetülkezzab’ın üzerine gitmesini emretti. Diğer yandan Necran, Yemen, Hadramut, Bahreyn ve Umman’daki isyanları bastırmaları için valilere emir vererek destek birlikler gönderdi. Halife’nin bu kararlı tutumu sayesinde kısa bir sürede Ridde olayları bastırılarak Arap Yarımadası’nda Müslümanların siyasi hâkimiyeti tamamen tesis edilmiş oldu.
İsyan hareketlerinin bastırılmasından sonra İran bölgesine askerî seferler başlatan Hz. Ebu Bekir,
Yemâme’den dönen Halid b. Velid’e İran topraklarının giriş kapısı olan Hîre’yi hedef olarak gösterdi.
İran içlerine düzenlenecek seferler için önemli bir üs vazifesi görecek olan Hîre şehri kısa sürede cizye
karşılığında teslim alındı. Sâsânî İmparatorluğu’nun erzak ve silah ambarı olan Enbâr ve Suriye ile Arabistan çölünün birleştiği Aynüttemr şehirleri Müslümanların hâkimiyeti altına girdi. Böylece Basra Körfezi’nden Aynüttemr’e kadar Fırat Nehri boyunca uzanan topraklar İslam Devleti’nin sınırlarına dâhil
edilmiş oldu. Hz. Ebu Bekir, İran bölgesine düzenlediği askerî seferlerle birlikte Şam’ın da dâhil olduğu Bizans topraklarına birlikler göndermişti. Buna göre Ebu Ubeyde b. Cerrah’ı Hıms, Yezid b. Ebi Süfyan’ı Şam, Şurahbil b. Hasene’yi Ürdün, Amr b. el-Âs’ı ise Filistin’in fethiyle görevlendirdi. İslam ordusu Ürdün’deki Vâdilarabe, Filistin’deki Kaysâriye ve Gazze şehirlerini fethetti. Müslümanları karşılamak
adına Bizans’ın bölgeye doksan bin kişilik bir ordu göndermesi üzerine birleşen İslam orduları Halid b. Velid başkumandanlığında Bizans ordusuyla Ecnâdeyn’de karşı karşıya geldi. 634 yılında yapılan muharebe Müslümanların kesin zaferiyle sonuçlandı. Bu şekilde Filistin’in kapıları Müslümanlara açılmış oldu.
Hz. Ebu Bekir fetih hareketlerinin yanı sıra Kur’an ayetlerini bir araya getirerek büyük bir hizmette
daha bulunmuştur. Hz. Ömer, Ridde hadiselerinin sebep olduğu Yemâme Savaşı’nda hafız sahabilerden
büyük bir kısmının şehit olması üzerine endişelenmiş ve ayetlerin toplanması fikrini Halife’ye açmıştı.
Hz. Ebu Bekir, Resulullah’ın(s.a.v.) yapmadığı bir şeyi kendisinin yapamayacağını beyan etse de daha sonra
ikna olup Zeyd b. Sâbit başkanlığında bir heyeti görevlendirdi. Yapılan duyuruyla Müslümanların, iki
kişinin şahitliğinde ellerindeki yazılı Kur’an nüshalarını heyete teslim etmeleri istendi. Böylece Kur’an
ayetleri hafızların da yardımıyla toplanıp eksiksiz olarak tek kitap hâlinde Halife’ye teslim edilmiş oldu.
İki kapak arasındaki bu nüshaya “Mushaf” adı verildi. Orijinal nüsha kabul edilen bu kitap Hz. Ebu Bekir’in
vefatından sonra Hz. Ömer’e, onun vefatı ile de kızı Hz. Hafsa’ya teslim edilmiştir. Müslümanların
ilk halifesi Hz. Ebu Bekir 634 tarihinde altmış üç yaşında vefat etmiştir.

Kaynak

Yorum gönder